2021’de Ağ Toplumu ve Ericsson

by İrem Sokullu 0

28 milyar makine 2021’de birbirine bağlı olacak”

Turkcell Teknoloji Zirvesi 2016 konuşmacılarından Ericsson Teknoloji Danışmanlığı Genel Müdür Yardımcısı Aniruddho Basu sunumunda teknolojinin dünyanın geleceğini nasıl etkileyeceğini ve dinamiklerin sebep olacağı paradigma değişiklikleri hakkında öngörülerini paylaştı. Sunumdan sonra kendisi ile bir söyleşi yaptık.

Sunumunda bahsettiği 2021 yılı ile ilgili öngörülerini özetleyecek olursak;

  • 9,1 milyar mobil abonelikle 28 milyar cihaz birbiriyle bağlı olacak. En büyük veri kaynağı olacak olan video toplam verinin %70’ine denk gelecek. Bu rakam bugün ile karşılaştırıldığında tam on bir katı büyüklüğünde.
  • Çalışmalar gösteriyor ki; herhangi bir ülkede mobil geniş bandındaki büyümeye ve bunun bir parçası olan fiber altyapısına yapılan yatırım istihdam, eğitim ve GSYİH büyümesine pozitif etki yapacak ve ekonomiyi iyileştirecek.
  • 2021 yılında dijital evren büyüklüğü 44 zeta bayt (44’ün ardından 21 sıfır) olacak. Bu sayıdan üç sıfır silindiğinde elde edilen sayı 2021 yılında her ay oluşacak veri boyutunu gösterecek.
  • Medya yeni oyun değiştirici olacak. Her endüstri ağlar üzerinde baskı yapacak ve bu da yeni mücadele alanını oluşturacak.
  • Mobil uygulama ekonomisinin temelini oluşturan yazılım bugün dahi birçok şeyi yapmanın yeni yoludur. Apple uygulamalar üzerinden yılda 20 milyar $ ve Android 40 milyar $ kazanmaktadır ancak mobil uygulama ekonomisi yan unsurlarıyla birlikte 300 milyar $’lık işlem hacmi gerçekleştirmektedir. Bu rakam ileride büyüyecek.
  • Donanımın yeterli olmadığı durumlarda uygulamalar düzgün çalışmadığı için donanımlar da gelişecek. İleride daha fazla açık kaynaklı çözümler görülecek. Örneğin Facebook’un yayınladığı açık kaynak planı ile herkes kendi veri merkezini oluşturabilecek. Bu da dış yazılımcıların sektöre yeni değerler katmasını sağlayacak.
  • Tüm cihazlar bağlı olduğunda güvenlik oldukça kritik rol oynayacak.
  • Dünya verilerle nasıl çalışacağımız etrafında inşa edilirken yeni varlık tanımları ve yeni mantık paradigma değişimine sebep olacak.
  • Kullanıcı davranışları da değişecek. İnsanlar daha önce hiç olmadığı kadar değişik konularda talepkâr olacaklar, mesela bir araba satın alırken diğer cihazlarla bağlantıları ve etkileşimleri önem kazanacak.
  • Sektörde üretilen karbondioksit miktarı düşecek.

Detaylar için konuşmayı bu bağlantıdan izleyebilirsiniz;

http://www.turkcell.com.tr/tr/hakkimizda/video-galeri/turkcell-teknoloji-zirvesi-2016/ilker-kuruoz-aniruddho-basu—4-5g-farki-dunyada-ve-turkiyede-hiz-ve-otesi

Aniruddho Basu ’la hoş bir söyleşi yaptık.

Sunumunuzda 5G’nin dünyamızı dramatik bir şekilde değiştireceğinden bahsettiniz. Bu nasıl olacak?

Öncelikle 5G’yi terim olarak tanımlayalım. 2G, 3G, 4G, 4.5G ve 5G temelde ITU (International Telegraph Union -Uluslararası Telgraf Birliği) tarafından Cenevre’deki Merkez’de karar verilir ve yeniden tanımlanır. ITU Birleşmiş Milletler bilgi ve iletişim teknolojileri uzman kuruluşudur. 5G de küresel bir standart olarak IMT-2020 ile tanımlanmıştır. (http://www.itu.int/en/ITU-R/study-groups/rsg5/rwp5d/imt-2020/Pages/default.aspx ).

Mobilizeden konuştuğumuzda, aslında Radyo Erişim Ağı’ndan bahsediyoruz, GSM, CDMA, LTE (4.5G) ve sonra 5G. Kavram olarak 5G 2020’de yoktan var olmayacak, yani bir düğmeye basıp ‘İşte 5G!’ demeyeceğiz. Yıllar içerisinde radyo erişim ağı gelişecek. Bugün LTE temelinde olan bu yapı ilerideki talepleri karşılayamayacak duruma gelecek ve LtenX yeni şekli olacak. Gördüğünüz gibi radyo erişim ağının mükemmel olması bunun dışında kalan ağların yetersiz olması durumunda bir işe yaramayacak. Radyo tarafında çok iyi bir performansınız olsa da ana ağınızın yavaş olduğu durumda bunun bir anlamı olmaz. Onun için 5G vizyonumuz daha geniş sistem ve platformdur. IMT-2020’ye hazır olmak için tüm altyapılarda ilerleme sağlanması gerekmektedir.

4G de dâhil donanım, yazılım, bütünleşme gibi konularda standartlara karar verdik.

Ağları uygulama geliştiricilerin yeteneklerine açtığımızda, yaratılan bütün uygulama ekonomisi ağ ekonomisinin üstünde performans gösterdi. 5G’nin neden her şeyi kökten değiştireceğini, her sektör için kendilerine ait uygulama mağazaları olduğunu hayal ettiğinizde fark edersiniz.

Otomobil veya kamu hizmetlerinin kendilerine özel platformları ve uygulama geliştiricilerinin de buraya erişimleri olduğunu hayal edin. 5G bize tüm ağların açık ve erişilebilir olmasını sağlayacak. Biz, ağların programlama ve erişim konularındaki kapasitelerini arttırmayı hedefliyoruz ki isteyen herkes bu platformlarda çalışıp açık ara yüz, yeni metotlar, yeni araçlara erişim gibi farklı değerler yaratabilsinler.

Buna ‘Dönüştürülmüş Endüstrisi ’diyorsunuz.

Aslında her gün dönüşüyoruz. Dönüşüm ne yazık ki biraz yutturmaca bir kelime haline dönüştü. Bu sabah konuştuğumuz konulara bakarsanız, aslında on yıllardır bu konuları konuşuyoruz. Mesela sürücüsüz ya da uçan arabalar. Yıllar önce Jetgiller’de zaten izliyor ve üzerinde de konuşuyorduk. Neden gerçekleşmesi bu kadar uzun sürdü?

Biz de bunu merak ediyoruz. İnsanlar hazır değil miydi acaba?

Kesinlikle, bu bir yönüdür. Aslında teknoloji bunun ilk adımı. Bütün bunların olmasının ana sebebi aslında mobil erişim. Mobil olmak insanları ve cihazları birbirine bağladı. Bu gelişmeler yaşanmasaydı mobil uygulama ekonomisi hiç olmazdı veya Uber bugün çalışamazdı.

İkinci nokta ise bu fikirlerin tek bir formattan, Silikon Vadisi’nde bir demet orta yaşlı beyaz kişiden geliyor olması. ‘Kim Google Glass’ı beğenir? ABD’de beğenenler olur belki ama dünyanın geri kalanında olmaz. Sürücüsüz otomobili de örnek gösterebiliriz.

Ben Hindistanlıyım. Biz zaten yirmi yıl geriye gittiğinizde bir Suzuki otomobile on iki kişiyi sokmayı başarabilmiş bir milletiz. Bütün verim paradigması zaten vardı. Şimdi bu on iki kişi daha fazla kazanmaya başladılar ve kendi arabalarını satın almak istiyorlar. Araba birçok kültürde önemli yere sahip. Yani, Silikon Vadisi’ndekiler için bir Google araba almak ilginç bir fikir ama Hindistan’daki insanlar için önemli olan ilk arabalarını satın alabilmek. Bu yakın gelecekte önemli ölçüde değişmeyecek bir gerçektir.

Teknoloji iyi bir şey ama nasıl uygulanacağı da önemlidir. Ne kadar kolay kullanılabiliyor? Kültüre uygun mu?

Birçok durumda kültürel ve sosyoekonomik faktörler rol oynuyor. Google, Google Glass’ı lanse ettiğinde Kaliforniya’da büyük bir olay oldu. Avrupa’ya geldiğinde ise başarılı olamadı çünkü burada insanların özel bilgilerine hassasiyetleri daha fazla. Avrupa’da insanlar kendi hükümetlerine özel şirketlerden daha fazla güven duyuyorlar ancak ABD’de tam tersi. Yani her ikisinde de farklı yaklaşımlar var. Teknolojiyi nasıl oluşturduğunuz kültüre de bağlı.

Yeni teknolojiler, örneğin bir fuarda sürücüsüz bir Google araba gördüğünüzde sizi heyecanlandırır ancak bunun sıradan bir kişi için uygun bir fiyata birkaç yıl içinde mevcut olacağını hayal edemezsiniz. Yine de bu teknolojiler mutlaka sanayileşecek ve ticari olarak kullanılabilecek. Bilim kurgulardaki gibi olmayabilir ama insanların yaşamları üzerinde etkisi olacak.

Örneğin dronlar. Dronların uçuş alanları ve uyması gereken kural düzenlemelerinin nasıl bir kâbus olacağını hayal edebiliyor musunuz?

Hatta cinayet bile işleyebilirsiniz.

Kesinlikle! İşin iyi tarafı, bu teknolojilerin gündemde olmasıdır. Sonunda ticarileşecekler. Bununla birlikte gezegenin yetkinliklerini arttıracaklar.

Hepimizin entegre olacağından bahsettiniz. Ne kadar derin olacak bu uyum sağlama?

Mobilizede yeni bir ekosistem oluşturduk. Uygulama geliştiricileri, cihaz üreticileri, operatörler ve altyapı sağlayıcıları var. Otomobil sektörünün de ayrıca üreticiler, standartlar, tedarikçiler ve teknoloji sağlayıcılardan oluşan başka bir ekosistemi var. Vizyonumuz tüm bu farklı ekosistemlerin işbirliğini de sağlayarak benzersiz teknik bir platform oluşturmaktır.

Yedi milyar insanın olduğu dünyada mobilizenin GSYİH büyümesi üzerinde pozitif bir etkiye sahip olması sınırlar, ülkeler ve cihazlar ötesinde çalışmış olmasındandır. Bu ölçek mobilize maliyetinin düşmesine neden oldu. Afrika’daki insanların da akıllı telefonları var. Her ekosistem kendi ağ, mobilize ve dijital platformunu oluşturursa bu maliyetli olacak.

Bizim misyonumuz ağlardaki yetkinlikleri geliştirmektir. Her sektörden insanlarla birlikte çalışmak ve onların de birbiriyle işbirliği yapmasını sağlamak istiyoruz. Hepimiz birlikte teknolojileri adapte ettiğimiz zaman, daha önce hiç görülmemiş büyük bir ölçeğe ulaşacağız. Şu anda yedi milyar mobil abonelik var, bu sayı yakın gelecekte 50 veya 500 milyar cihaza ulaşabilir ve bu büyük bir ekonomidir. Temel stratejimiz bu.

Niels Bohr’den bir alıntı yaptınız ‘Tahmin etmek zordur, özellikle gelecekle ilgili konularda’ . Gelecek için öngörüleriniz nelerdir?

Niels Bohr doğru söylüyor. Yine de iki öngörüde bulunacağım.

İlki, her şeyden önce herhangi bir uygulama için tüketici, sanayi ve işletme bağımsız tüm bulutların tüm cihazlarla bağlı olacak olmasıdır.

İkincisi ise ağ toplumu ile ilgili. Yakın gelecekte akıllı zekâya sahip cihazlar ve akıllı ağlarla desteklenmiş bir toplum olacağız.

Çok teşekkürler.

Rica ederim.

İrem Sokullu

İstanbul’da doğdu ve hep İstanbul’da yaşadı. KAL'dan sonra Marmara Üniversitesi’nde Almanca Enformatik Bölümü’nde okudu. SAP Türkiye’de başladığı danışmanlık ve proje yöneticiliği kariyerini freelance olarak devam ettirmektedir. Seyahat etme hobisi onu bir noktada fotoğrafla buluşturdu ve fotoğraf onun için büyük bir tutkuya dönüştü. İçine girdiği dünya onu sosyoloji eğitimi görmeye ve kendi yaşadıkları üzerine yazmaya yöneltti. Gelecekteki yaşam üzerine kafa yormaktadır..