Microsoft Kurumsal Çözümler – Dynamics AX – Murat Kansu
by 0
Microsoft Kurumsal Çözümler Zirvesinde, Microsoft Türkiye Genel Müdürü Murat Kansu’nun, basın mensuplarının sorularını yanıtladığı toplantıdan notlar:
Microsoft, kurumsal anlamda nereye gitmek istiyor? Microsoft’un elinde pek çok çözüm var bilinen. Bunda sonraki yol haritanız nedir?
Endüstri 4.0 ile birlikte dünyadaki tüm sektörler sayısal bir dönüşüm içinde. Bütün sistemler birbirleriyle konuşuyor. Her şey sayısal olarak birbirine bağlanıyor. Milyonlarca veri çıkıyor ortaya her gün. Bunların değerlendirilmesi, işlem görmesi ve üzerine değer katılması dünyayı değiştiriyor. Bu gerçeği ilk önce kurumsal şirketlerin kabul etmesi ve bir değişim içine girmesi gerekiyor. Bizim görüşümüze göre; kurumların birbiri ile bağlantılı dünyada müşterileriyle daha fazla ilişkide olmaları, müşterilerini daha iyi tanımaları lazım.
Birinci konumuz: Müşterilerinizi daha iyi tanıyın, müşterilerinizle daha içli dışlı olun.
Burada konu CRM’e geliyor. Microsoft’un CRM ürünü ile müşterilerinizi daha iyi tanırsanız, ne ürün üreteceğinizi, ne hizmetler vereceğinizi bilerek, müşteri memnuniyetini artırabilirsiniz.
İkinci konumuz: Çalışanlarınızın verimini artırın. Bu dönemde en önemli konu, verimi artırmak. Rekabet ettiklerinizle aranızdaki mesafeyi açmak.
O zamanda verimlilik ile ilgili ürünlerimiz olan, Office 365, Skype For Business, Video Konferans gibi çalışanların her an birbiri ile bağlantılı olmasını sağlayan ürünler devreye giriyor. Anında istediğimiz her yerden bunu yapabiliyoruz. Herhangi bir sistem kurmadan Skype For Business dediğimiz ürünü, güvenli bir şekilde kullanabiliyorsunuz.
Üçüncü konumuz: Operasyonlarınızı optimize edin. Bütün şirketlerin ürün de üretseler, yalnızca hizmet de veriyor olsalar, süreçleri mevcut. Bu süreçleri optimize etmeleri, verimli Hale getirmeleri gerekiyor. Burada da, Dynamics ürünümüz gündeme geliyor. Bulut üzerinde çalışan ürünler, hep bunları sağlayan, operasyonları hızlandıran, veriye her yerden erişilmesini sağlayan sistemler.
Dördüncü konumuz: Bunları yaptıktan sonra yeni dünyadaki iş modellerine tekrar bakması gerekiyor kurumların. Yeni iş modellerini düşünmeleri gerekiyor. İçinde bulundukları sektörler aynı ama düşünceleri farklılaşmaya başlıyor.
Özetlersek:
- Müşterilerinizi daha iyi tanıyın.
- Çalışanlarınızı güçlendirin, onların daha verimli olmasını sağlayın.
- Operasyonlarınızı mükemmelleştirin, optimize edin.
- İş modelini bir daha düşünün baştan.
Tüm bu anlattıklarım sürekli birbiri ile bağlantılı. Siz müşterinizi tanıyorsunuz, müşterinizden gelen bilgiye göre iş modeliniz bir geri bildirim alıyor. İş modelinizi ona göre ayarlıyorsunuz.
Firmaları, müşterilerinizi tüm bu yeniliklere ve bulut’a taşınmaya nasıl ikna ediyorsunuz?
Sayısallaşma ve sayısal dönüşüm dediğimiz şey bu. Eğer bunu iyi anlamış bir müşteriyse zaten ikna etmemiz çok zor olmuyor.
Büyük şirketler neyse de, daha küçük şirketler konuya nasıl yaklaşıyorlar?
Dünya hızla değişiyor. Herkes her yerden veriye ulaşmak istiyor. Sürekli ofiste bulunarak çalışan sayısı çok azaldı. Evden çalışan kişiler var. Şirketlerin bir kısmı masrafları azaltmak için bunu yapıyor veya sahada dolaşanlar var. Böyle bir ortam varsa zaten, bulut yapısı olması gereken, olmazsa olmaz bir sistem. Bu olmalı ki; siz her noktadan her şeye erişebilesiniz.
Farklı cihazlar var, telefonlar, tabletler gibi. Herkes aynı veriye ulaşmak istiyor. Bunun da yolu yine bulut’tan geçiyor. Bunları anlattığımızda, mobilitenin vazgeçilmez bir ihtiyaç olduğunu anlattığımızda, ikna etmesi daha kolay oluyor.
Büyük veri bir gerçek ve her yerden veri fışkırıyor tabiri caizse.
İşte, IoT – Internet of Things – Nesnelerin interneti – diyoruz. Her noktadan veri geliyor. Bu büyük veriyi işleyebilmek lazım. Bu kadar veriyi işleyebilmek için herkesin milyon dolarlık donanım mı alması lazım? Ne o kadar kaynağımız var, ne de kazancımız bunlara yetecek seviyede değil. Ne yapmaları gerekiyor? Bunu Bulut’tan ihtiyaçları kadar harcayarak kullanmaları gerekiyor.
Güvenlik çok önemli. Tabii ki kurumların kendi güvenliklerini sağlamaları lazım. Fakat hiçbir zaman Microsoft’un bulutunda sağlanan seviyede bir güvenlik sağlayamayacaklar.
Bütün bunları söylediğimiz zaman zaten oraya gitmek istiyor kurumlar.
Ayrıca, maliyetler bu konuda çok büyük bir avantaj. Maliyet kalemini kurumların önüne koyduğunuz zaman %99 geçmek istiyor.
Güvenlik çok önemli tabii, her türlü önlem de alınıyor ama örneklerini de görüyoruz. Amerika’da da çok büyük bir kuruluşun içindeki kişisel veriler etrafa gitti. Bir sürü fotoğraflar çıktı. Ne olursa olsun bir şekilde bir yerden birileri girmek istiyorlarsa bir şeyler yapıyorlar. Buna rağmen bulut veya buna benzer servisleri de insanlar kullanmaya devam ediyorlar. Negatif etkisi çok olmuyor sanki.
Olmuyor çünkü bu bilinçlenmeyle ilgili. Sonuçta siz şifrenizi birisine veriyorsanız, bu sizin arka odanızdaki sunucunuzdaki şifre de olabilir, buluttaki şifrenizde. Şifreyi verdikten sonra kimsenin yapabileceği bir şey yok. Maksat bunu vermemek. Bulut’un ne olduğu anlaşıldıkça bilinç seviyesi artıyor. Sonuçta belirli güvenlik prensiplerine uyduğunuz zaman bulut çok daha güvenli. Çünkü kendinize ait sunucunuzun saldırılara açık olması daha olası. Son çıkan güvenlik duvarlarını devreye almamış olabilirsiniz. Son çıkan güvenlik yazılımlarını almamış olabilirsiniz. Sırf bu işe kafa yoran güvenlik elemanını istihdam etmemiş olabilirsiniz. Etmemelisiniz de zaten. Bunlar maliyetli işler.
Bizler gibi kurumlar, işimizin ana odağını bu oluşturduğu için bunu yapmak zorundayız.
Hırsızlıklar var örneğin, çok görüyoruz. Türkiye’de olağan şeyler. Adam giriyor, bütün bilgisayarları, tüm sunucuları kaldırıyor götürüyor. Bırakın içindeki veriyi okumayı, sistem yok ortada. Kobilerle konuştuğumuzda, bu tehditlere karşı önlem almanın güçlüğünü kabul ediyorlar. Microsoft bulut servislerindeki gibi bir koruma altında ne hırsızlığa, ne başka risk ve tehditlere karşı sigorta masrafı olacak. Sigortayı bir kenara bırakın, sistemleri kaptırdıktan sonra sunucuların tekrar kurulması, devreye alınması dahi işinizi zorlaştırır.
Türkiye’de bu mantalite değişikliğinin neresindeyiz sizce?
Bence başladı. En ileri noktasında olmadığımızı söyleyebilirim, ama ortalarındayız bence.
Microsoft Türkiye olarak bulut servislerinde kendimizi diğer ülkelerle karşılaştırdığımda, . kötü bir noktada olmadığımızı söyleyebilirim. Büyüme olarak çok hızlı büyüyoruz. Bize benzeyen ülkelere baktığımda (Brezilya, Rusya, Güney Afrika, Meksika) bunların içerisinde gayet güzel bir noktadayız. Kamu’da bir algı yükselmesi var ve kullanım başladı. Bu da çok önemli.
Sektörlerde bir fark var mı?
Evet, var. Türkiye’de çok sıkı regülasyonlar var. Bulut demek, uluslararası veri merkezlerinde çalışmak demek. Regülasyonlardan dolayı her sektörde Türkiye’de kullanılamıyor. Onun yerine Türkiye’de de kendi bulutunu kuran olabiliyor. Müşterilerimiz örneğin Azure Stack dediğimiz, kendi binanızda yine bulut çözümlerini kullanıyorsunuz. Yine Microsoft Azure’u kullanıyorsunuz ama sadece size ait, başkası ile paylaşmıyorsunuz.
O yüzden bizim en hızlı büyüme gördüğümüz sektörler üretim, hizmet türü sektörler, üretimin her türü, tekstil, gıda, kimya, otomotiv, bütün diğer hizmet sektörleri.
Office 365’te sonuçta bir bulut ürünü. Bankalar kullanabiliyor, belediyelerde kullanan var.
Teşekkürler.
Microsoft Türkiye Genel Müdürü Murat Kansu ile gerçekleştirdiğimiz röportajı aşağıda izleyebilirsiniz.
Zirve’den notlarımıza bakarsak:
Kurumların iş yapış süreçlerini hızlandırmak ve daha iyi çözümler sunan Microsoft yeni nesil bulut ERP çözümü Dynamics AX çözümünü İstanbul’da düzenlenen Kurumsal Çözümler Zirvesi’nde duyurdu. 30 farklı sektörden iki binden fazla katılımcının takip ettiği etkinlik İstanbul Swiss Otel’de düzenlendi.
Microsoft Kurumsal Çözümler Zirvesi’nde lansmanı yapılan, ERP çözümü kurumların iş yapma hızını artırırken çok daha verimli bir iş ortamı sunuyor.
Yeni nesil Microsoft Dynamics AX çözümü, 40 dilde Türkiye’nin de içinde olduğu 137 pazarda piyasaya sürüldü. Yeni nesil Microsoft Dynamics AX sürümüyle kurumlara yeni mobil senaryoları hayata geçirme, bulutun sunduğu olanakları stratejik avantaja dönüştürme, müşterilerle daha iyi etkileşim kurma ve mobil çalışanlar için çok daha verimli bir ortam kurgulama fırsatı sunuluyor.
“Bilişim ekonomisi güç kazandıkça pazarda lider olmak geçmişe oranla çok daha çekişmeli bir hale geliyor” diyen Microsoft Türkiye Genel Müdürü Murat Kansu, şirketlerin Fortune 500 gibi global sıralamalardaki yerleri 1970 ve 80’lere göre yüzde 40 oranında daha hızlı bir şekilde değiştiğine dikkat çekti. Kansu sözlerini şöyle sürdürdü: “Kurumların çöküş oranı, ortalama şirketlerde, liderlere göre 2 kat daha fazla. Değişerek büyümek ve bunu başarıyla sürdürmek isteyen şirketler bugün teknolojilerine yatırım yapıyor, yol haritalarını bulut bilişim, büyük veri, kurumsal sosyal ağlar, mobilite ve güvenlik gibi mega trendler üzerinden planlıyorlar.”
Değişimin getireceği sorunlara karşı hazırlıklı olmak bizim elimizde diyen Murat Kansu şunları söyledi: “Geçmiş endüstri devrimlerinde kalifiye eleman geliştirmek 20-30 yıl almıştı. Dördüncü Endüstri Devrimi’nin getirdiği dinamizm ve ölçek bunu bir seçenek olmaktan çıkarıyor. Microsoft olarak biz de bugünün gereksinimlerini ve geleceğin trendlerini göz önüne alarak stratejimizi ve misyonumuzu yeniden tanımladık. Bugün yeni stratejimiz doğrultusunda bireylerin ve kurumların daha fazlasını başarması için onlara güç katıyoruz. Türkiye bugün gelişmiş ve gelişmekte olan pazarlar arasında özel bir konuma sahip. Gerek jeopolitik konumu gerekse genç nüfusu ile muazzam bir büyüme potansiyeli barındırıyor. Bu potansiyel bize her işimizde ilham veriyor. Microsoft Türkiye olarak çok başarılı bir ekibe sahibiz. Sağlam altyapımızı önümüzdeki dönemde de güçlendirerek, kurumların dijital dönüşüm süreçlerinde onlara destek olmayı hedefliyoruz.”
Dijital dönüşüme uçtan uca çözüm
Microsoft kurumlara işlerini yürütmek ve dijital dönüşümlerine katkıda bulunmak için buluttan Ofis Dynamics AX, iş faaliyetleri için Office 365, müşteri kazanımı ve iş analitiği için Power BI ve Dynamics CRM gibi komple çözümler sunan tek firma olma özelliğine sahip.
Dünya çapında Engine Grubu, Hagler Systems, Haldex, Icon, Renault Sport F1 Ekibi, PRIVA, Smiles, Travel Alberta ve Umbra Grubu, Türkiye’de de LC Waikiki tarafından bulut üzerindeki iş süreçleri için kullanılan yeni nesil Dynamics AX geleneksel iş çözümlerinin ötesine geçerek ERP, BI ile veri tabanı servislerini bir araya getiriyor.
Microsoft hakkında:
Önce bulut, önce mobil dünya görüşü doğrultusunda bir üretkenlik şirketi olan Microsoft, bireylerin ve kurumların daha fazlasını başarması için onlara güç katmayı misyon edinmiştir.