Fintekler İçin Tavsiyeler – Ege Ertem Intel ve Fintech Zoom
by 0
Intel Yeni Teknolojiler Global İş Geliştirme Direktörü ve Fintech Mentoru Ege Ertem ile İstanbul ziyareti esnasında aşağıda okuyacağınız keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.
Finansal teknolojilerle ilgili son gelişmelerden söz eder misiniz lütfen?
Finansal Teknolojiler “Fintek” konusunda çok ciddi gelişmeler oluyor. Hem Türkiye’deki bankaları yakından etkileyecek – banka dediğimiz zaman bankalar insanlarla ve kurumlarla çalışan kurumlar -. Hem sistemdeki çok önemli yapılar olduğu için bankaları etkileyen bir şey hepimizin hayatını ve iş hayatını etkiliyor olacak. Bu kısaca Fintek diye adlandırılıyor.
Şöyle bir akım görüyoruz: Başta Amerika olmak üzere Avrupa ve Uzak Doğu ülkelerinde regülasyonlar ve kanunlarda yapılan değişikliklerin akabinde, bankalara rakip olan bir çok ufak şirket ortaya çıktı. Bu şirketler tüketicilere, kurumlara ve Kobilere çok ilginç, onların hayatlarını kolaylaştıran yeni finansal hizmetler ve servisler sunmaya başladı.
Aslında bu bir satranç oyunu. Bankalara karşı yeni ortaya çıkan Fintek şirketleri. Fintek şirketleri bankalara bir anlamda rakip olunca da başka girişimciler ve şirketler de bankaların işine yarayacak yeni yazılımlar, yeni servisler geliştirmeye başladı. Özellikle 2009’dan sonra gittikçe artan bir şekilde bankacılık ile ilgili inovasyon patlaması yaşanıyor bu yüzden. Çünkü bir grup şirket bankaların cirosundan almaya çalışıyor. Diğer grup bankalara bu konuda destek olmaya çalışıyor. Diğer yandan bir çok yeni teknoloji firması girişimci, bu alanda çeşitli yeni ürünler ortaya koymaya başladı.
Bunların önemli etkileri oluyor. İlki “Bitcoin” dediğimiz sanal para artık ciddiye alınmaya başlandı. Bankalar da ciddiye almaya başladı. Türkiye’ye ne zaman gelir, ne zaman Türkiye adapte olur derseniz çok kısa zaman da gerçekleşmeyebilir. Ama çok önemli bir şey.
BDDK kabul etmiyor bildiğimiz kadarıyla, güvenli değil diyor bitcoin için.
Öyle bir algı var ancak o algının aksine aslında normal para transferinden daha güvenli bir teknoloji.
Onların baktıkları açıdan, Türkiye’deki kanun ve regülasyonlara göre doğru söylüyor olabilirler. Zaten kanun ve regülasyonların değişmesi gerekiyor bu anlamda. Belki onlar değişince görüşlerini değiştirebilirler. Kanun ve regülasyonlar büyük bir etken finansal inovasyonda. Finansal anlamdaki inovasyon ülkeler için birçok açıdan çok yararlı. Sisteme daha fazla para, tabiri caizse yastık altında duran parayı dahi ediyorsunuz. Bir bankanın kredi veremediği kişiye, kobiye kredi veriyorsunuz, iş kuruluyor. Dolayısıyla finansal inovasyon ekonomiyi hızlandırıyor. Türkiye’de de ben çeşitli değişikliklerin yapılacağına inanıyorum.
Bir başka ilginç süreç daha var. Ekonomiyle ilgili karar verici noktalarda kadınlar daha fazla rol almaya başladılar. Avrupa birliğindeki şirketlerin kadrolarına, yönetim kurullarına baktığınız zaman kadınların çoğunluğu %40’a vardı. Onlar değişik bir bakış açısı getirmeye başladı. Fintek çevrelerin konuştuğu bir şey bu. Çok fazla kadının teknoloji ve finans dünyasında buluştuğunu görüyoruz. Her teknolojik şirket ve teknolojinin her alanı böyle olmamakla beraber bu alan özellikle böyle. Özellikle strateji belirleyen noktalarda, karar verici noktalarda çeşitlilik var.
Kullanıcı olarak mı, yönetici olarak mı?
Doğrudan yönetici olarak, karar verici mekanizmalarda. Ekonomik politikaları belirleyen görevlerde özel veya devlet anlamında kadınlar daha fazla yer almaya başladılar.
Alternatif ödeme yöntemleri de oluşmaya başladı sanki?
Alternatif ödeme, alternatif kredi yöntemleri oluşuyor. Şöyle diyebilirsiniz: ‘Ben size borç verip, karşılığında faizi ile alırsam tefeciliktir bunun adı’. Türkiye’de bu yasal değil. Ancak bankalar bunu yapabilir. Dünya’da bunu belli koşullar altında yasal hale getirmeye başladılar. Herhangi bir malın alınıp satıldığı gibi, internetten artık kredi alınıp satılabilmeye başlandı. Alternatif krediler daha önce banka hesabı olmayan belki bankanın kredi kartı vermediği kişilere kredi imkanı sağlıyor. Bu önemli bir akım.
Blockchain üzerinde mi?
Hayır, değil. Blockchain’i ayrı tutmak gerekiyor diye düşünüyorum. Blockchain şunu sağlıyor: Büyük miktarlarda parayı ücreti çok düşük bir şekilde EFT yapabiliyorsunuz. Normalde EFT yapmak için çok ciddi teknolojik bir alt yapı kullanmanız gerekiyor. Sistem güvenli ortak bir veri tabanı kullanıyor ve bankalar aslında gidip oradan çok basitçe okuyup getiriyorlar. Aslında o işin alt yapısının masrafını düşürdüğü için para transferini ucuzlaştırıyor Bitcoin.
Kredi alamayanların kredi alabileceği konseptin adı nedir?
Alternatif kredi denebilir. İngilizcede Micro Finance ‘Mikro Finans’ olarak geçiyor.
Bankaların sigortacılık anlamında çok ciddi çalışmaları var. Ancak risk tanımlamasında ve risk hesaplanmasında yapay zeka kullanarak kişiye özel, daha gerçekçi hesaplamalar yapan girişimciler – startup – var.
Bu ne anlama geliyor? Belli kişilere normal sigorta şirketlerinin sunduğundan çok daha avantajlı ürünler sunabiliyorlar.
Bir sigorta ürününe, diyelim ki kaskoya bakalım. Ehliyet puanınıza bakıyor, yaşınıza bakıyor, kaç yıldır ehliyetiniz var vs. buna bakıyor ama tahmin edersiniz ki tek bakılacak veriler bunlar değil. Yeni girişimciler çıkıyor ve sadece o alanda hizmet vermeye başlıyor. Örneğin, Uber şoförlerine otomobil kasko hizmeti veren girişimci var Amerika’da. Şimdi koskoca bir sigorta şirketinin Uber’in risk analizi ile çok detaylı uğraşması, pazarlama departmanının ona yönelik bir mesaj üretip, bir ürün ortaya çıkarması çok olası değil. Büyük bir banka için ufak bir şey ama bir girişimci çıkıyor, Uber şöförlerine sigorta yapıyor.
Bir başka girişimci çıkıyor; öğrencilere öğrenim kredisi veriyor. Sadece lise çağındakilere yönelik öğrenim kredisi veren bir hizmet sunuyor.
Bu alternatif kredi metotları ‘Mikro Finans’ bankaların cirolarını etkilemeye başladı.
Bir başka trend ise, bankalar böyle olduğunu görünce hem yeni teknolojiye daha fazla yatırım yapıyor hem kendi içinde inovasyon yapmaya çalışıyor.
Bankalar da bankacılık dışında işler yapmaya başladılar. Tur operatörlüğünden tutun, ürün tavsiye eden sitelerinden tutun, bilgi veren araçlara, kampanya yapmaya kadar bankalar da bankacılık dışındaki işlere girmeye başladı. İşte burada çok ilginç bir satranç oyunu var.
Nereye gidecek bundan sonraki süreç?
Eğer gerçekten uzun vadeli bakılacak olursa, yapay zeka en büyük belirleyici şey olacak. Halen bankalar farklı müşteri bilgilerini tek bir müşteri profilinde bir araya getiremiyor. Bir şubeye girdiğiniz zaman şubede size “Şu ürünü ben satabilirim” gibi proaktif bir yaklaşım sergilenmiyor. Para yatırıyorsunuz, teşekkürler deyip çıkıyorsunuz.
Bankalar yapay zekayı da kullanarak gittikçe daha fazla kişiye özel ürünler ve pazarlamalar yapmaya başlayacak. Hepimizin hayatında, bankacılık ile ilgili işimiz daha kolaylaşacak orta vadede. İş kurmayı da kolaylaştıracak. Çünkü bu girişimler çıktıkça bankalar da daha hızlı olmayı öğreniyor.
Şu an için sıkıntılı olan birçok parasal sorun gelecekte çok daha rahat hallediliyor olacak, insanlar ve kurumlar açısından. Daha güvenli, daha ucuza ve daha alternatifli.
Blockchain, Bitcoin’i bankalara bir rakip olarak görmüyor musunuz? Bitcoin’in bir şekilde sistemin içerisine çekilmeye çalışıldığı söyleniyor dünyada.
Dünyada pek çok batmış veya küçülmüş büyük şirket hikayesi var. Hepsi de bir şeyi önemsemeyerek başlamış. Tuşsuz telefon çıkınca tuşşuz telefon mu olur dersin oradan başkaları çıkar. Finans kuruluşları bu duruma düşmemek için Bitcoin ve sanal parayı içselleştirip, bu yeni dünya düzenine uymak için önce davranıyorlar.
Türkiyede bankacılığın teknolojik olarak yurtdışından çok ileri olduğu alanlar var. Dolayısıyla bu konulara hızlı gitmemiz gerekiyor.
Bir şey yapılıyor mu Türkiye’de şu an? Yoksa Türk bankalarına uyanın bir şeyler yapın mesajı mı veriyoruz?
Kanun ve regülasyonlar değişmeden bitcoin özelinde bir şey yapmak mümkün değil diye biliyorum ben ve yapılmıyor diye biliyorum şu anda. Belki bir ar-ge çalışması yapıyor olabilirler ama onun ötesinde bir şey yapmaları mümkün olmaz.
Bitcoin, Blockchain gibi araçların geleceğini görüyor musunuz?
Tabii. Çünkü sonuçta alt yapı olarak daha ucuz olan ve teknik olarak daha güvenli olan bir yapının, karmaşık, daha güvensiz, pahalı bir yapının yerine geçmesi daha iyi. Ancak Bitcoin, Blockchain gibi konular da devlete değil şirkete güvendiğinizi unutmayın… Çok küçük bir noktadan başlayıp, ciddi büyüme hızları yakalıyorlar. Aslında dünyada bütün büyük para devletler arasında ve çok büyük şirketler arasında dönüyor. Dolayısıyla bitcoin tarzı şeyler hala devede kulak gibi kalacaktır. Ama onların kullandığı teknolojiler bence yer bulacaktır.
Bugün kullandığımız para sisteminin on yirmi sene sonra böyle bir sisteme, sanal paraya dönüşme ihtimali var mı?
Şu anda Avrupa ve Amerika’da para akışının %30’u tamamen sanal ortamda sanal gerçekleşiyor zaten.
Şuna benziyor aslında. Eminim ki kağıt para ilk çıktığında, altını olanlar demiştir ki; kağıttan para mı olur. Yeni para birimi bu olacak. Yani hem sanal olacak hem bu olacak. Ama iki üç yıla olmayacak.
Niçin bitcoin istiyor insanlar? Bitcoin ile ödeme yaptığınızda, kredi kartı ile ödeme kabul edilen bir yerde bankaya verdiğiniz kredi kartı komisyonunu vermiyorsunuz. Çok daha azını veriyorsunuz. Bir şey ucuz ve kullanıcıya yararlıysa bunun önünde durmak çok zor olur. Ama çok oturmuş alışkanlıklar var.
Kaç yıl öngörüyorsunuz böyle bir şey için?
O teknolojinin bankalar tarafından kullanılması, biz fark etmeden üç beş yılda olabilecek şeyler. Bitcoin için belki bir kuşak gerekebilir. Belki bir on beş yıl gibi ama beş yıl içinde banka müşterilerinin %15 ‘i sadece cep telefonundan bankaya ulaşan insanlar olacak. Web sitesinden veya şubeden değil sadece cep telefonundan. Şimdiki çocuklarla ilgili veriler var. Bir kısmı sadece cep telefonuyla yaşıyor ve o nesil geliyor. O nesil otuz yaşına geldiği zaman tutmak mümkün değil.
Sizi nasıl konumlandıracağız bütün bu olanların ortasındaki kişi olarak?
Burada bulunma sebebim; Türk Ekonomi Bankasıyla inovasyon üzerine Design Thinking Workshop yapıyoruz. Ben, Silikon Vadisinde yaşamanın da verdiği avantajı kullanarak finansal teknolojiler ve Fintek üstüne çok çalışıyorum. Bunun doğrudan İntel’deki görevime dokunan yerleri olduğu gibi dokunmayan yerleri de var.
Dokunan yerleri nedir? Örneğin şu anda İngiltere’de satılan otomobillere verilen kaskoların %20’ye yakını kara kutu gibi bir cihazla veriliyor. Bizim de şu anda birlikte çalıştığımız şirketler var ki; arabaya kamera takıyorsunuz, kasko ücretiniz yarıya düşüyor. Dolayısıyla internet optimize olmuş nesnelerin interneti veya her şeyin interneti vs. gibi konularda İntel’e dokunduğu noktalar var finansal teknolojilerin. Dokunmadığı alanlarda da ben o konuya eğildim.
Ne tür konular dokunmadığı kısımlar?
Saydığımız hususların hepsi İntel Sunucuları ve teknolojileri üzerinde koşuyor. Ancak benim çalıştığım yeni cihazlar grubunda çıkardığımız ürünün mobil ödemeyi kolaylaştıran özelliği var. Buna ‘Payment IQ’ – Ödeme Zekası – diyoruz. Ben daha ziyade bir bankanın bakış açısı ile bakmaya çalışıyorum fintek olaylarına. Çünkü geniş etkilerini o zaman daha rahat görebiliyorsunuz.
Girişimciler için bu alanda büyük bir potansiyel görüyorsunuz. Türkiye’deki girişimcilerin hangi alana yönelmelerini tavsiye edersiniz ?
Bankalara bir şey satmak istiyorsanız güvenlikle ilgili her şey çok revaçta. Silikon vadisinde 100-150 tane güvenlikle ilgili çeşitli ürünler veren yeni girişimci var. Finansal teknolojiler üzerine çalışma yapmak istiyorlarsa, şu anda en ilginç konulardan birisi, Amerika’da bir kanun değişikliği oldu. Bir şirketin eskiden 200 ortağı olabilirken halka açılmadan önce iki bin ortağı olabiliyor artık. Yani şirketin hisse senetlerini şirket çalışanları artık satın alabilmeye başladı. Yeni bir borsa doğuyor, girişimcilerin borsası. Eskiden girişim şirketlerine yatırım yapmak için melek yatırımcı olurdunuz. Şimdi ise basit kriterler ile çok meşhur girişimcilerin hisse senetlerine sahip olabiliyorsunuz. Eğer buradan Amerika’ya eli uzanan girişimciler varsa ve bir şeyler yapmak istiyorlarsa, bu konu çok yeni bir konu. Çok fazla fırsat olduğunu düşünüyorum. Bir sürü hizmet verilebilir.
Diyelim ki ben bir girişimciyim. Finans konuları ile ilgileniyorum. Bankanın güvenlik kısmına mı odaklanmalıyım? Hangisinde daha fazla fırsat var?
Birisi tabii kuruma satış. İkisinin de artıları eksileri var. Çok kolay yanıtlanacak bir soru değil. İkisinde de başarılı olursanız çok büyük bir işten bahsediyoruz. Yani ikisi de çok rahatlıkla Onar milyar dolarlık halka açık bir şirketin ilk adımı olabilir. İkisi de o kadar büyük pazarlar.
Fintek’te Türkiye’den Milyar Dolarlık firma çıkacak mı?
Güzel bir soru. Aslında Türk girişimci biraz daha dünyayı düşünerek çalışmaya başladı şu sıralar. Türkiye’deki girişimciler eskisi gibi değil. Ben örneğin Silikon Vadisine ziyarete gelen girişimcilerdeki teknik bilgi kapasitesinin iyileşmeye başladığını görüyorum yıldan yıla. Çıkmaması için bir sebep yok.
Ne eksik görüyorsunuz? Amerikalılar ile karşılaştırdığınız da ne tarafı geliştirsinler?
Eksik olan tarafları ne derseniz: doğru aklı verenleri daha az. Yani fikirlere bilgilere, akla ulaşmak daha kolay. Biz de biraz daha kurumların, kurumsal kişilerin – benim gibi – yardım ettiğini görüyorum girişimcilere. Biz İntel’in Ortadoğu ve Türkiye birimlerinde çalıştık. Kendi adıma şeyi fark ettim. Siz bir kurum tecrübesini aynen bu doğrudur diye girişimciye söylememeniz gerekiyor. Artısıyla eksisiyle onun karar vermesi gerekiyor. Çünkü her kurumun doğru diyerek yaptığı bir şey aksine girişimciye zarar verebilir.
Sanki Amerika’da daha rahat bir takım tavsiyelere ulaşmak.
Onun dışında Amerika’lı mühendisler ben ticari tarafını bunun düşünemem deyip, uzmanını, satışçısını veya pazarlamacısını getiriyor. Bizde ticari tarafı birazcık küçümsüyor girişimciler gördüğüm kadarıyla.
Kendimiz yaparız gibi bir mantık, bütçe ayırmamak gibi.
Bütçe ayırmamaktan ziyade, ürünü geliştirmişler, güzel bir şey. Ama hangi kanaldan satacağım? Bunu yüzde ne kadar marjla vermem gerekiyor her kanala? Bunlar düşünülmemiş. Bunu eleştirmek için söylemiyorum. Yani son kullanıcıya diyor ki; 100 liraya satarsam satılır, maliyeti 50 lira tamamdır. Şimdi ben bu satış işinin perakende tarafından geldiğim için, diyorum ki; bir perakendeci zaten yeni bir üründen %100 kar etmeden onu rafına koymaz. O zaman sen hiç kazanamayacaksın. Ama o diyor ki; ‘ben bunu 80 liraya her perakendeciye satarım’. %20 marj koyuyormuş perakendeci diyor. Koyuyor da onu dünyanın en büyük markasına %20 koyuyor. Ben yeni bir ürün getirdiğim zaman %100 koyuyorum. Bunu bilmediği için aslında iki yıldır yaptığı çalışması bir anlamda sıkıntıya düşüyor. Ticari tarafa yeteri kadar önem vermeden hemen ürünü epeyce ileri bir safhaya getiriyorlar. Amerika’da ürün daha prototipteyken hemen onu bir deniyor, suya atıyor. Hemen gidiyor bir müşteriye satmaya çalışıyor. Bizde girişimci tamam diyor. Çok akıllı arkadaşlar böyle oturup çalışıyorlar.
Yeni Fintech Zoom’dan bahsedelim biraz ?
Fintech Zoom – http://www.fintechzoom.com/?l=tr – henüz emekleme döneminde. Şu anda bu konuyla ilgilenenlerin protföyünü oluşturuyorum. Silikon Vadisinin finansal teknolojiler anlamında kalbini tutan ufak bir terazi, bir blog olacağını düşünüyorum.
Neden böyle bir şey yapıyorsunuz diyecek olursanız; amacım bir yayına dönüşmesi veya yayına evrilmesi değil. Ancak Silikon Vadisinde yaşamanın şöyle enteresan bir yanı var. Ben Türkiye’de yaşarken tanıştığım ve samimi olduğumdan daha fazla üst düzey yöneticiyle oradayken tanıştım. Çünkü oraya geldiği zaman bir Türk’le konuşmak istiyor. Türkler olarak çok büyük potansiyelimiz var. Biraz bilgilendirmeyle, biraz daha fazla duymayla çok güzel şeyler yapabilecekken o duyma öğrenme tarafı biraz daha az bir şekilde gerçekleşiyor. Bu dilden dolayı da olabilir, okuma alışkanlıklarından dolayı da olabilir.
Ben Türkiye’deki kurumların, kişilerin, bu konuda ilgisi olan insanların bilgiye – ama böyle çok istatistiki bilgiye değil -, güncel silikon vadisindeki pratik bilgilere ulaşabileceği bir erişim kaynağı oluşturmak istiyorum.
Etkinliklere gidiyorum. Etkinlikler de çok açık bir şekilde inanılmaz bilgiler veriyorlar. Sizin en çok fırsat nerede dediğiniz noktada, çok canlı silikon vadisindeki sohbet ettiğim, tanıştığım insanlarla çıkardığım bir bilgi bu.
Bunu tabii ki yakalayan yayın organı, gazeteci vardır ama yakalayan rapor yoktur. Çünkü bu bir rapor için ufak bir bilgidir. O adam her türlü şeyi yazmaya kalksa altından kalkamaz. Bir haberci olarak cımbızla tutup çıkarabilir. Bu gibi pratik gerçeklikleri iletiyor olacağım. Onların da Türkiye’deki kurumlar ve girişimciler için faydalı olacağına inanıyorum.
Yayın hangi dilde olacak?
Türkçe.
Harika! Silikon Vadisinden Türkiye’ye Fintek konusunda bir bilgilendirme platformu.
Bilgilendirme platformu. Ama o vizyonunuz ne derseniz, vizyonum yok sadece bilgilendirmek.
O kadar bilgi kaybı olmasın bir yerde dursun.
Eğer bir noktaya evrilirse evrilebilir oradan. Ancak yayın olmak benim hayalim değil. Ama böyle bir bilgilendirme platformum olsun istiyorum. İnsanda bir noktadan sonra çok bilgi birikiyor ve o bilgiyi bir şekilde kanalize etmek istiyorsunuz.
Teşekkürler bilgiler için. Başarılar. Dört gözle bekliyoruz.
Ben teşekkür ederim.
Intel Yeni Teknolojiler Global İş Geliştirme Direktörü ve Fintech Mentoru Ege Ertem ile yaptığımız söyleşiyi aşağıda izleyebilirsiniz.