Sania Abbas @IBM şirketi “Watson” IoT ile Bilişsel Döneme merhaba diyor
by 0
“Nesnelerin İnternetinin 5 çıktısı; operasyonel mükemmellik, müşteri memnuniyeti, dönüşüm, çevresel sürdürülebilirlik ve kurumsallaşma yetenekleridir.”
IBM tarafından düzenlenen etkinlikte, IBM Watson Orta Doğu ve Afrika sorumlusu Sania Abbas ile IBM’in Watson ve Nesnelerin İnterneti(IoT) stratejileri üzerine konuşma fırsatı yakaladım.
Kısaca, IBM Watson ile Nesnelerin İnterneti’nin(IoT) bilişsel bir dönemde olduğunu belirtiyor. IBM Watson, bilişsel(kognitif) bilgisayar kullanımı ve kullanım olgularını içeriyor ve Watson’un önerdiği servisler muazzam. Yılsonuna kadar yaklaşık 50 farklı yeteneği içermesi öngörülüyor. Kasım 2016’da yeni bir Watson IoT Merkezi Münih’te açılacak. Nesnelerin İnterneti insanların fiziksel dünya ile etkileşimini ve şirketlerin çalışma şeklini radikal olarak değiştiren hizmetlerden biri. Fiilen her şey birbirine bağlı hale gelirken -arabalardan, bitkilere, taşıma bantlarına kadar- şirketler, adeta yaptıkları işleri her yönüyle geliştirmek için elde edilen verileri emniyet kemeri olarak kullanabilecekler. Bilişsel Nesnelerin İnterneti ile ürünlere, hizmetlere ve süreçlere yeni bir zekâ nüfus ediyor.
Sania Abbas, Nesnelerin İnternetinin 5 çıktısından bahsetti, bunlar; operasyonel mükemmellik, müşteri memnuniyeti, dönüşüm, çevresel sürdürülebilirlik ve kurumsallaşma yetenekleri. Daha sonra bu maddelerden ilkini şu şekilde açıkladı; “operasyonel mükemmellik, her şeyin daha gelişmiş bir tarz ile çalışması anlamına geliyor ve var olan süreçlere verimlilik sağlamakla beraber daha az manuel işlem ve masraf yapılmasını beraberinde getiriyor. Burada örneğini vermek istediğim çalışma IKEA. IKEA, varlık ve tesislerin yönetiminde Nesnelerin İnternet’ini başarılı bir şekilde kullandı ve operasyonel maliyetlerini %5 oranında azalttı.”
Müşteri memnuniyetinde önemli olan nokta becerileri kurumsallaştırmaktır. Müşteri deneyimini dönüştürerek ilişkileri güçlendirilmeli. Liderler, ürün ve hizmetleri, sürekli -sözün gelişi-kendisine bağlı tüketiciye uyum sağlayacak şekilde tasarlayıp sunuyorlar ve müşterilerinin bağlılığı konusunda yeni seviyelere ulaşıyorlar. Ürün yaşam döngüsü boyunca geri bildirim alıyorlar. Bunun sonucunda da daha büyük bir sadakat, gelir artışı ve doğru pazar seçiminde farklılaşmayı görüyorlar.
Abbas, dönüşüm çıktısında ise endüstri bağlamında dönüşümden bahsettiklerini söylüyor ve açıklıyor, “ Uber gibi örnekleri gördük. Başka bir örnek DAIMLER AG CAR2GO olabilir. Avrupalı otomobil üreticisi DAIMLER, ticari arabayı yeniden yaratıyor, A noktasından B noktasına en ucuz ve en hızlı şekilde ulaşabilecek bir araba paylaşım servisi ve mobil uygulama tasarlayarak piyasaya sürüyor. Bu hizmetlere ek olarak, şirketler, sürücünün araba kullanma becerilerini ve davranışlarını takip etmek için IoT kullanarak bazı ek hizmetler sunmaya başladı. Davranış analizleri elde edilip grafik olarak ağaç şeklinde sürücüye gösteriliyor. Bu gerçekten harika, sürücünün araba kullanış şekline göre ağaçlar büyüyor veya küçülüyor. Sürücülere bu sistemde, aynı zamanda sürücünün farkındalığını arttırmayı amaçlayan “90 km hız ile giderseniz, daha az benzin kullanacaksınız” gibi mesajlar iletiliyor.”
Diğer bir çıktı ise Çevresel Sürdürülebilirlik. Ez-Farm, Afrika’da küçük ölçekli çiftçilere, verimliliği ve gelir artırımına yardımcı olmak amacıyla uzaktan komuta edilip ekranda izlenebilir özellikli Nesnelerin İnternet’ini, mahsullerin verimini arttırmak, sürdürülebilirliği ve gıda tedarikini korumak için sunuyor.
Şirketlerin yetkinliklerinin kurumsallaştırılması da ilginç ve önemli bir çıktı. Bunu şu şekilde açıklıyor “Uzun dönem çalışma tecrübelerini değerlendirecek olursak, 25-30 yıldır aynı fabrikada çalışan bir kişi 30 yıllık tecrübesine dayanarak fabrikada bazı şeylerin ters gittiğini sezebilir, mesela farklı bir koku gibi. Bunu nasıl fark ettiği ise onun işinin bir parçasıdır. Bu konuda bir önseziye sahiptir. Bu sadece onun sahip olabileceği bir duyudur. İşe yeni başlayan biri aynı seziye sahip olmayacaktır. Şimdi yeni var olan bir teknoloji ile bu tür bir seziyi ve tecrübeyi şirkete yerleştirmek mümkün. Algılayıcılar vasıtasıyla kaçakları, ısıyı, basıncı ve hareketleri kontrol edebiliyorsunuz. Böylece, yeni çalışanlar bile eski çalışanla aynı seviyede kavrama yetisine sahip olabiliyor, durumu daha iyi tespit edip daha doğru kararlar verebiliyorlar. Böylece şirketler, bilişsel ve daha fazla öğrenmeyi getirerek, işgücünü güçlendirebilir ve daha üretken hale getirebilir.”
Ben makinaların insanın yerini alıp almayacağını merak ediyorum, sonuçta 30 yıllık hissetme tecrübesini sensörler aracılığı ile yapılmasından bahsediyoruz. O, makinelerin rolünün daha çok yardım etmek olarak görüyor, “bunu yerine geçme olarak görmüyorum ama bunu yeni işe başlayan birinin bir şey kaçırmamasına ya da ters giden bir şeyi fark etmesine yardımcı olarak görüyorum. Algılayıcılar kaçakları ya da sorunları yakalayacak ve daha sonra bu, daha iyi kararlar almak için bireylere yardımcı olacaktır.”. “Herkes, işi basitleştirmek ve evlere, ofislere ve üretim tesislerine verimlilik getirmek istiyor. Birçok müşteri, tüketiciler eskisine göre daha zorlu ve sadık olmadığı için verimliliğe ve tüketiciye yoğunlaşmış durumda. Ayrıca onların düzenini bozacak çevik ve becerikli şirketlerden korkuyorlar. Önümüzdeki 10 yılın oldukça heyecan verici olacağını düşünüyorum.” diyerek devam ediyor.
Analistlerin projeksiyonuna göre, 2025 yılına kadar birbirine bağlı cihazlardan gelen veri, potansiyel olarak 11 trilyon dolarlık ekonomik değere sahip olacak. (McKinsey & Company, Haziran 2015). Anlaşılan burada büyük bir fırsat var. Peki, Türkiye’nin potansiyeli hakkında ki fikri ne? Bu konuda olumlu konuşuyor. “Türkiye’nin potansiyelinin çok fazla olduğunu düşünüyorum. Üniversitelerden Telekom sağlayıcılarına ve perakende sektörüne kadar pek çok girişimci var. Türkiye’de Nesnelerin İnterneti hareketliliğini ve benimsendiğini görüyorum” diyor.
Girişimciler için önerilerini soruyorum. “Kendilerine değer katacak iş ortakları bulmak için mümkün olduğunca erken çalışmaya başlamalarını tavsiye ederim. Yeni başlayanlar için eğlenceli bir dönem. Nesnelerin İnterneti ve Watson Nesnelerin İnterneti hakkında düşünmelerini çok isterim. Bunu destekleyecek birçok programımız var. İlgilenen olursa lütfen bana ulaşsın, sizinle çalışmaktan mutluluk duyarım”.
İşte, Nesnelerin İnterneti ile ilgili çalışmak isteyen girişimciler için IBM’den bir davetiye. IBM Bluemix açık platformu kullanmayı düşünebilirsiniz ve eğer ilginç bir projeniz varsa, onunla temasa geçebilirsiniz.
Teşekkürler Sania Abbas!