Oracle Cloud Machine ve IaaS – Abdul Rahman Al Thehaiban ile OOW’da röportaj
by 0
Oracle Türkiye ve MEA Bölgesi Kıdemli Başkan Yardımcısı Abdul Rahman Al Thehaiban ile Oracle OpenWorld San Francisco’da bir röportaj gerçekleştirdik.
Bize Oracle’ın EMEA Bölgesindeki projeleri hakkında bilgi verebilir misiniz?Bu yılki Oracle OpenWorld’de Oracle’ın üst düzey ürün geliştirme yöneticileri ile Orta Doğu ve Afrika bölgesinde yer alan şirketlerin üst düzey yöneticilerini bir araya getirip, bulunduğumuz durumu, nereye doğru gittiğimizi, endüstrinin en son trendlerinin neler olduğunu ve Oracle’ın müşterilerini destekleme hususunda hangi konulara odaklandığı gibi başlıklarda bilgi alış verişi olanağı bulduk.
Burada ortaya çıkan bir başka olanak da müşterilerimiz ve belirli sanayi temsilcileri ile ortak atölye çalışmaları yapmak suretiyle bu kişilerin bir araya gelerek görüş alış verişinde bulunmalarını sağladık. Bir başka deyişle herhangi bir Oracle ürününü başarılı bir şekilde kullanan bir Türk şirketi, bir başka Oracle ürününü başarı ile kullanan bir Ortadoğu ya da Güney Afrika şirketi ile tanışma fırsatını buldu. Bu sayede de şirketlerin, kendi bulundukları bölgelerde karşılaştıkları zorlukları öğrenme fırsatımız oldu. Bu en önemli konulardan bir tanesiydi.
‘Oracle Open World’ etkinliği ve müşterilerimizle doğrudan görüşebilmek önemliydi.
Bu yılki perspektifimiz doğrultusunda, öğle yemeği sırasında Larry Ellison’dan da duyduğunuz üzere, önümüzdeki günlerdeki hedefimiz, son birkaç yıldır üzerinde ısrarla durduğumuz bulut stratejisi olacaktır.
Ancak, bu yıl farklı bir ürünümüz var. Adı da ‘Oracle Cloud Machine’. Müşterilerimizin büyük bir çoğunluğu veri merkezlerinin kendi ülke sınırları içinde olmasını arzuluyorlar. Eğer olayı markalama yönünden ele alırsanız, her ülke için ayrı bir veri merkezi yatırımını göze alamazsınız.
İşte, Oracle Cloud Machine adını verdiğimiz bu çözüm sayesinde, müşterilerimizin bu sorununu çözüme kavuşturabiliyoruz. Müşterilerimiz donanım da dahil olmak üzere bir üyelik aidatı ödüyorlar hepsi bu. Bir tür, açık buluta karşı özel bulut. Böylece, siz kendiniz, kendi bölgenizde, kendi domaininizi, kendi proxylerinizi ve kendi firewallarınızı kullanarak neyi, nasıl kullanacağınıza, kendiniz karar veriyorsunuz.
Bir çok ülkede ya da kuruluşta, veri merkezinin ülke sınırları içerisinde olması doğrultusunda yönetmeliklerin olduğunu biliyoruz. İşte, Oracle Cloud Machine sayesinde, bulut teknolojisindeki en önemli paradigmalardan ve sorunlardan birinin üstesinden gelmiş oluyoruz.
Markalama konusunda da Oracle çözümleri zenginleştirilmiş durumda. Çevreden de edindiğimiz bilgiler doğrultusunda, sözünü ettiğimiz bu bulut arenasında, Oracle olarak liderliğimizi perçinlemek hedefindeyiz.
İkinci bir hedefimiz de çözümlerimizi zenginleştirmek ve müşterilerimize, bulutu ya da melez veya özel bulutu kullanma seçenekleri getirmeyi öngörüyoruz. Bu sayede müşterilerimiz kendilerine en uygun bulut çözümünü seçebilecek.
Bir diğer çarpıcı duyurumuz da Oracle Cloud Machine’i geliştirirken ortaya çıkardığımız ve IaaS adını verdiğimiz altyapı çözüm hizmetimiz. Oracle uygulamalarını kullanan bütün müşteriler, şayet buluta geçmeyi tercih etmezlerse bu hizmetten faydalanabilecek.
Mark Hurd, SAP’in bulut hizmeti vermediğini belirtti. Şirketlere sadece hosting hizmeti veriyorlarmış. Bulut hizmeti konusunda Oracle ile rakip şirketler arasındaki en belirgin farklılıklar nelerdir ve neden böyle bir hosting servisinden söz edildi?
Hosting hizmeti Oracle’a özgü bir hizmet değil ve rakibimiz olan SAP’nin sunduğu bu hizmet de bizim sunduğumuz hizmetlerden farklı. Biz, her şeyin bulutta depolanması gerektiği görüşündeyiz.
Ancak, SAP de bunun SAP Bulutu olduğunu öngörüyor.
Bulut konusundaki en önemli sorunlardan biri, bunu nasıl tanımladığınız konusunda. Herkesin kendine özgü bir tanımı ve algılaması var. Ancak, gerçekte bulutu sizin özel olarak ya da halka açık olarak kullanmanızla ilgili olan bir husus. Sizin kendi özel bulutunuz da olabilir. Bu sayede hissedarlarınıza, kendi özel mihmandarlık hizmetiniz tarzında tanımlamalar da yapabilirsiniz. Ama Oracle olarak bizim perspektifimize göre, ortada bütüncül bir bulut var ve müşterilerimiz dilerse bu bulutun bir bölümünü ya da bir tümünü birden kullanabilir.
Türk şirketlerinin buluta adaptasyonu konusunda neler diyeceksiniz?
Türkiye’deki resmî otoriteler ülke dışında tutulan verilerin kullanımına kesinlikle karşılar. Buna rağmen, çok iyi bir adaptasyon süreci gözlemliyoruz. Telekomünikasyon ve bankacılık sektörlerinde faaliyet göstermeye başladık. Ürünlerimizin, kanunî yönetmeliklerle çelişmemesi gerekiyor. Büyük bir telekomünikasyon hizmet sağlayıcısı ile ortak bir veri merkezi kurma konusunda çalışmalar yapıyoruz. Bu firmanın adını veremiyorum çünkü görüşmelerimiz halen devam ediyor.
Bu sayede, veri merkezinin ülke içerisinde olmasını isteyen müşterilerimize kısa vadeli bir çözüm sunabileceğiz. Ayrıca, Oracle Cloud Machine de bu konuyla ilgili olarak müşterilerin ilgisini çekmekte. Bir çok Türk şirketinin bu konudaki çalışmalarımıza büyük bir hevesle katıldığını izliyoruz. Oracle Cloud Machine’i Türkiye’de de kısa sürede hayata geçirilmesi konusundaki çalışmalar devam ediyor. Sonuç olarak, bu bulut teknolojimize olan ilgi ve istek oldukça ümit verici.
Peki ya finans kuruluşları ve bankalar? Onların da kanunî uygulamalarla ilgili sıkıntıları yok mu?
Kanunî uygulamalar konusunda iki kritik sektör, kamu ve bankacılık sektörü. Ancak, bu sadece Türkiye’ye özgü bir sorun değil, dünya çapındaki bir sıkıntı. Bu nedenle de bir çok finans kurumunun Oracle’dan çeşitli çözümler satın aldığını gözlemliyoruz.
Melez çözümler mi?
Melez olmak zorunda zira, siz bankacılık hizmetinizi franchise edemezsiniz, kanunlara aykırı olur. Ama, pazarlama ve satış konularında onlara çeşitli menfaatler sağlayacak bir çok veri bulunuyor ve biz de olaya bu açıdan bakıyoruz. Müşteriler, kendilerini hemen buna adapte edebiliyorlar. Bu hususu Körfez ülkelerinde, Orta Doğuda ve Türkiye’de gözlemleyebiliyoruz.
Sizce Türk şirketleri buluta ve büyük veriye çok para ayırıyorlar mı? Bu bütçeler yeterli mi?
Büyük veri tarafından baktığımızda, buraya çok fazla odaklandıklarını görüyoruz. Bunun nedeni de nesnelerin internetinin sürekli değişip gelişiyor olması.
Peki, Bulut mu, yoksa büyük veri mi?
Potansiyel olarak mı?
Evet.
Türkiye’de birçok müşterimiz var. Ben, kendi bölgem olan Orta Doğu ve Afrika’ya baktığımda, büyük veriye en çok ilgi gösteren ülkelerin başında gelişmiş bir ülke olarak Türkiye’yi görüyorum. Güney Afrika da ikinci sırada geliyor. Bunun nedeni de Nesnelerin İnterneti ve Büyük Veri sürekli değişiyor ve gelişiyor. Burada da büyük bir potansiyel var.
Peki bu, bu şirketlerin planlarında ve bütçelerinde yer alıyor mu?
En azından, yol haritaları üzerinde bunlar yer alıyor.
Peki, aynı haritada bulut da yer alıyor mu?
Bir çok büyük şirketin üst düzey çevrelerinde kendi bulut stratejilerini inşa etmekte olduklarını görebiliyoruz. Ancak bu henüz çok üst düzey seviyelerinde. Buluta ne kadar ihtiyaçları var, ne tür planlar yapıyorlar, neler yapılabilir, bunun için ne kadar para gerekli gibi konular şu anda emekleme evresinde. Ancak, Türkiye için özellikle belirtmemiz gerekirse evet en azından Türk şirketlerinin stratejilerinde bu konu yer alıyor.
Larry Ellison, “en hızlı büyüyen bulut şirketi” olduğunuzu vurguladı. Bu, global olarak mı, yoksa sadece bizim bölgemize özgü bir büyüme mi? Bizim bölgemizdeki durum ne?
Bu, global bir büyüme. Bu da, Oracle’a özgü bir durum. Kendimizi rakiplerimizle kıyasladığımızda ortaya çıkan bir şey bu. Kendi bölgemiz için de aynı şey söz konusu. Biz de kurumumuzun tamamı ile aynı ahenk içerisinde büyüyoruz.
En önemli rakibiniz kim?
Bu arenada, bu çok konuşuluyor. Ancak, geleneksel rakipler önemli ölçüde değişmiş durumda. Eskiden sormuş olsaydınız, derhal ERP ve SAP derdim. Şimdi ise öyle değil. Artık insan gücü olan şirketler ön planda. Satış ve pazarlama ekibi güçlü olan şirketler önemli rakiplerimizi oluşturuyorlar.
Hızlı büyümedeki en önemli temanın bulut olmasından mı kaynaklanıyor?
Rekabet piyasasını ele aldığımızda, artık karşımızda sadece geleneksel bir SAP şirketi yer almıyor. Artık Amazon gibi IBM gibi Microsoft gibi son derece belirleyici şirketler var. Biz de bulut hizmetine IS, AX gibi ürünlerle başladık, şimdi artık insan gücü, ERP, finans, iş zekâsı gibi gelişmeler söz konusu. Ama, bütün bu konulardan söz ettiğinizde ise Oracle en önemli şirketlerden biri. Buradan hareketle en önemli rakiplerimizi soracak olursanız bunlar da salesforce.com ve amazon.com olabilir.
Bunun da başlangıçtan itibaren gerçekleştiğine inanıyorum. Çünkü biz, müşteri edinme stratejimizi 12 yıl öncesinden oluşturmaya başladık. Başlangıçtaki hedefimiz de dünyadaki en kurumsal şirket olmaktı. Bunu da başarmış durumdayız. Şayet BT sektörüne bir göz atarsanız, son beş senede, Oracle ile aynı ahenk içerisinde büyüyen EMC, Cisco, IBM ve HP gibi şirketleri görürsünüz. İşte tüm bu nedenlerden dolayı bulut sektöründe en hızlı büyüyen şirketiz.
Teşekkürler.
Ben teşekkür ederim.