Dünyanın En Büyük İkinci Dijital Pazarlama Ajansı – IBM IX – Dele Atanda
by 0
IBM İnteraktif Deneyim ekibinde Digital Experience Yöneticisi Dele Atanda ile sohbet etme fırsatı buldum.
IBM IX’te neler yaptıklarını, gençlere ne önerdiğini, Digital Experience yöneticisinin ve IBM’in İnteraktif Deneyim grubunun hangi alanlarla ilgilendiğini sordum. Dele, bilgilerini tüm içtenliğiyle bizlerle paylaştı.
İkinci bölümü okumak için lütfen tıklayınız
Aşağıdaki sohbetin tadını çıkaracağınızdan eminim.
– Chief Innovation Officer ve sorumlulukları nedir? Şirketteki görevinizi tanımlayabilir misiniz?
– ‘Dijital yeniliklerin nasıl yapılacağını bulmak için müşterilerimiz ile birlikte çalışmak’ diyebilirim. Bu, müşterinin verimliliğini artırmak için ne tür bir dijital deneyim gerektiğini ve bu deneyimi etkinleştirmek için neye ihtiyaç duyacağımızın anlaşılmasıyla başlar. İlk olarak, genel bir kurumsal dönüşüme ulaşabilecek belirli özellikler ve hizmetler sunmamız gerekiyor. Kendimize sorduğumuz şey, ‘Şirketin müşterilerine sunduğu deneyimleri zorlayıcı bir temele oturtmaksızın işletmeyi nasıl yeniden ortaya çıkarabiliriz?’
Böylece, deneyim tasarımından yola çıkarak genel olarak sistem tasarımı ve mimarisine kadar kurumsal dönüşüme gideriz.
Müşterilerin dönüşüm stratejisi, bir arayüzün geliştirilip, yeniye aktarımından daha fazla bileşen içeriyor. Odak alanlarını, dijital stratejiyi ve organizasyonel işlemleri tanımlıyoruz. Daha sonra bunlar, yolculuk esnasında kuzey yıldızının seyahat edenlere rehberlik etmesi gibi, kuruluşlarda etkin kullanılacak yordamlar haline gelir.
– Siz, IBM etkileşimli deneyim ekibinin bir parçasısınız. Değil mi?
– Evet, bu doğru. Biz dünyanın en büyük ikinci dijital pazarlama ajansıyız. Etkin bir şekilde, müşteri bağlılığını artırma ve sistem altyapısını destekleme konusunda küresel pazara yönelik hizmetlere odaklanan IBM’in ön planda yer alan bir parçasıyız. IBM ile bir bütünüz. Bu, tüm organizasyonları hedefe ulaştıran yüzümüzden sadece biri.
Şu anda dijital pazarlama ajansı ile dijital danışmanlık arasında bir yere konumlandık. Dünya çapında 30’u aşkın stüdyomuz var. Müşterileri için tasarım çalışması yapan reklamcılar ve arayüzler oluşturan yaratıcılar, tasarımcılar, geliştiricilerimiz var. Tasarım, dijital veya bağlılık stratejisi ile ilgili sistem çözümleri, ticarî çözümler ve bilişsel sistemleri kurgulayan danışmanlardan oluşan büyük bir ekibe sahibiz.
– Demek ki, Yapay zeka, bilişsel ya da IBM Watson kullanıyorsunuz, öyle mi?
– Kesinlikle. Bilişsel, sanayiyle ilgili büyük bir oyun değiştirici. Bilişsel çalışmalara çok meraklıyım. IBM Watson’u bu alandaki çalışmalarımı desteklemesi için derinlemesine anlamaya çalışıyorum. Yeni internet veriyi ve Yapay Zeka ise yeni dijitali oluşturuyor.
Özellikle tasarım deneyimlemelerini Watson’u kullanarak geliştirmek için bilişsel deneyim tasarımı konusunda uzmanlaşıyorum. Deneyimin ardındaki zekayı zorlamadan bilişsel yöntemlerle ortaya çıkarmalıyız. Tasarımlarımızı oluştururken, müşterilerimize nereden değer yaratabileceğimizi belirlemek için kullanıyoruz bu kavramları. Formülümüz; ‘kim, ne ve wow’ başlıklarını tanımlamak.
* Kimlere hizmet götürüyorsunuz?
* Hizmetinizin özellikleri nelerdir?
* Wow faktörü hizmeti en nefes kesici yapan, çekici kılan şey. Bilişsel ise, çoğunlukla bu WOW faktörüdür. Sıklıkla farklılaştıran bir deneyim ortamı sağlarım. Bu bakımdan neredeyse sihir gibi.
– Bize projelerinizden bazı örnekler verebilir misiniz?
– Bunlardan biri astım rahatsızlığı ile ilgili yazılım geliştiren bir ilaç şirketi. Hava durumu bilgisini, kişisel bilgileri, kişisel diyeti ve kişinin tıbbi geçmişini değerlendirmek için bilişsel yöntem kullandık. Buradan yola çıkarak kişinin astım atağı geçirme riskini en aza indirgemek için neler yapması konusunda öneriler ürettik. Polen tozu alerjisi için ne kadar içecek tüketmesi bilgisi önerdik.
Unilever ile yaptığımız bir diğer çalışma ise, bilişsel servislerimizi kişilik detaylarını tanımlamak için kullandık. Kişiliklerine ve damak zevklerine dayalı profiller ürettik. Unilever, buradan yola çıkarak kişilik özellikleri ve damak zevkleri benzeyen kişileri birbirleriyle eşleştirerek, tanışmalarını sağlayan bir kampanya geliştirdi. Kampanya kullanıcılarda şaşkınlık ve eğlence ortamı oluşturdu. Bu sayede kişiler bir araya gelip, sosyal bir buluşma gerçekleştirebildiler. Kampanya açısından baktığımızda, çok başarılı bir çalışma oldu.
İlginç bir diğer çalışma, otomobillere getirdiğimiz zekanın etrafına kurduğumuz bilişsel yöntemleri kullandığımız otomotiv sektöründe. Sesi kullanarak etkileşime geçebiliriz. Neredeyse eski Kara Şimşek’teki otomobilden söz ediyoruz. Sürücüsüyle iletişime geçerek çevreden edindiği bilgiler ışığında hava durumu, seyahat rotası, bu esnada yapabileceğimiz alışverişleri anlatan bir zeka.
– Anladığım kadarıyla, her sektör bu hizmetlerden avantaj sağlayabilir.
– Yıllarca dijitalin yeni finans olduğu söyledim. Her sanayi buna dokunacak. Dahası, bilişsel her endüstriyi etkileyecek yeni dijitaldir.
En büyük motor üreticilerinden Rolls Royce ile IoT alanlarında gerçekleştirdiğimiz bir çalışma var. Motorlardaki sensörlerden veri çekerek, motorları havayollarına satarken kullanabilecekleri tamamen yeni bir iş modeli yaratmayı başardık. Uçuşta aktif kalacak motorlara servis olanağı verebiliyorlar. Bir ürünün satışından ziyade, bu motorların tüm çalışma zamanlarını dikey olarak çok daha etkili ve verimli bir şekilde entegre edebildikleri için çalışma süresine bağlı olan servis hizmetini satıyorlar. Bütün bu bilgileri motorlardan topluyorlar ve ne zaman sorun olabileceğini veya bakıma ihtiyaç duyacağını anlıyorlar. Dolayısıyla, önleyici servis veya geliştirme uygulayabiliyorlar.
– Tahmine dayalı bakım mı demek istiyorsunuz?
– Tahmine dayalı. Bir sonraki adım bu. Sisteme çok miktarda veri getirdiğinizde, zenginleştirilmiş akıllı ve birlikte davranış analizi ile tahmine dayalı sonuçlara ulaşabilirsiniz.
Tabii ki, bu konuda tıbbi sektörde pek çok şey yapıyoruz. Kolajen, emarelerin ve müdahalelerin etrafında ortaya çıkan yepyeni bir alan. Karmaşık hastalıklar, büyük başarıların elde edilebilmesi için daha fazla fedakarlık gerektirir.
– Mahremiyet, güvenlik ve etik konusunda bazı endişeler var. Bunlar hakkında ne söyleyebilirsiniz?
– Birbirinden faklı üç büyük konu.
Güvenliğe bakarsak; bu açıkça büyük bir endişe. IBM olarak bizim her zaman 1 veya 0 olarak gördüğümüz bir alan. Güvenlik konusundaki hassasiyetimiz endüstride başka hiçbir yerde yok. Beni IBM’e getiren şeylerden birisi, çalışma ortamıyla ilgili kritik bir bileşen olan güvenlik.
Etik: Etiğin, tasarım ve işletme modelinin temel parçası olması gereken zamana yaklaşıyoruz. İnovasyon kavramı, son on beş-yirmi yılda mühendislik tarafından yönlendirildi. Mühendisliğimizin veya makinelerimizin yeteneklerinin sınırına yaklaşıyoruz ve teknolojimiz aslında hayal edebileceğimizden fazla. Dolayısıyla, hayal gücümüz gerçek engel olarak karşımıza çıkmaya başlıyor. Bu bağlamda, şimdi iyi düşünmeye başlamamız çok önemli. Bu sadece ne yapabileceğimiz değil fakat ne yapmamız gerektiği ve bu teknolojiyi kullanarak oluşturacağımız etik ve ahlaki dünya ile ilgili. Yeni bir paradigma yaratıyoruz. Bu diyaloğa, bu sohbete etik girdileri girmeye başlamak hayati önem taşımakta.
Mahremiyet alanına bakarsak: Mahremiyetin ön saflarda veya merkezin gündeminde olmasının potansiyeli her zaman yüksektir. Çünkü, özellikle bilişsel ve yapay zeka bakış açısıyla düşündüğünüzde, insanların makineye dokunduğu her yerde kişisel verilerin oluştuğunu hep söyledim. Bizim ve makinelerin birbirine kaynaştığı ve bağlı olduğu nokta bu. Bu etkileşim, bu bağlantı ve bu iletişimde kendimizi rahat hissetmemiz çok önemlidir
Bu konu, bir bakıma hakların da ötesine geçmekte. Mahremiyet, insan varlığının bir parçasıdır. Bizi birey yapan unsurlardan birisidir. Eğer mahremiyetimiz yoksa bireyselliğimiz de yoktur. Yirmi birinci yüzyılda bu yeni dijital paradigmada mahremiyet konusunu yeniden tanımlamamız gerekiyor. Bugünkü halimizle insan olduğumuz sürece hiçbir yere gitmiyoruz. İleri teknolojileri, yetenekleri, algoritmaları ve zekayı geliştirirken mahremiyetin nasıl korunacağı konusunda gerçekçi konuşmalar yapmamız gerektiğini anlamalıyız.
– Gençler için neler önerirsiniz? IBM Interactive Experience Team’in bir parçası olmak için ne gibi yetenekleri olmalı, nasıl bir eğitim almalılar?
– Yeni yaka çalışanlarına ihtiyacımız var. Tüm STEAM ‘Bilim, Teknoloji, Mühendislik, Sanat ve Matematik’ yetenekleri ve programlamaya kadar genişlemiş mühendislik bilgileri. Ayrıca tasarım, psikoloji ve sosyoloji konularının etrafına konumlanmış sanatsal yaratıcılık deneyimi. Yaratıcılık derken görsel sanatlar, yazı, iletişim ve grafik tasarımı.
Çok genç olanlar için düşündüğümde; Tüm bunları geliştirmek için yaratıcı ve bilimsel yetenekleri keşfetmek önemli. Matematik, fen, hangisi ilgi alanlarına girerse girsin, aynı zamanda yaratıcı da olmalılar. Yaratıcı ve teknik beceriler arasındaki dengeyi sağlamak geleceğin gerçek anahtarı.
Yaşça daha büyük olanlara gelirsek; bunları yapmaktan korkmayan kişilerin ortaya çıkması gerekiyor. Geleneksel eğitim modelinde, muhakkak biri ya da bir diğeri olmanız şart. Ancak biz sonu olmayan bir dünyada yaşıyoruz. Gerçekten kendilerini dengelemek ve yaratıcı yanlarını geliştirmeye, yaratıcı ifadelerini ve teknik yeteneklerini bulmaya çalışmalılar. Hangi konular kendilerine çekici geliyorsa o alanda çalışmalılar.
İster müzik, ister fotoğraf, ister güzel sanatlar, isterse resim olsun, her şeyin aktarılabilir olduğunu düşünüyorum. Artık yaratıcı deneyim ve tasarım bağlamında her şey transfer edilebiliyor.
– Çok teşekkürler
– Keyifliydi.
Sinan Oymacı
IBM İnteraktif Deneyim ekibinde Digital Experience Yöneticisi Dele Atanda ile İngilizce yaptığım Türkçe özetli röportajı aşağıdaki videodan izleyebilirsiniz.