7 Perspektif MARKA için
by 0
Marka 2016 Konferansı’na katıldım. Program birçok konuşmacı ve etkinlikle yoğun geçti. Beni etkileyen bazı konuları 7 başlıkta özetledim.
1. “Işık saçan, şoke eden, komik, seksi bir hikâyeniz olmalı.” Mark Borkowski
Halkla İlişkiler Gurusu Mark Borkowski “Günümüzde İletişim: Gerçek Ötesi Bir Dünyada Sesinizi Duyurmak” başlıklı konuşmasında şöhretten bahsetti. Borkowski,
“Çok fazla içerik üretiyoruz. Şöhret her zamankinden daha önemli ve elde etmesi daha zordur. Sürdürülebilir olması için her gün bir maraton koşulması gerekiyor. Şöhret sadece sayılardan oluşmuyor, hayran-sizi seven ve nefret edenlerle etkileşim içinde olmanız gerekiyor. İzleyicinizin kim olduğunu bilin, etkileşim ve sadakati elde etmek çok zor çünkü herkes birbiriyle yarışıyor. Rekabeti unutun! Sürdürülebilirlik çok önemli, yolunuzda devam edin. Sizden nefret edenleri de takip etmelisiniz, göz ardı edemezsiniz.
Mobil bugün her şey ve sosyal medyada kendi markanızı oluşturmanız gerekiyor. Işık saçan, şoke eden, komik, seksi bir hikâyeniz olmalı. Radarda kalabilmek için her ay 2-4 hikâyeye ihtiyacınız var. Günün ruhunu yakalamanız, güncel ve geçerli konularla ilgilenmeniz gerekiyor“ dedi.
2. “Sosyal girişimciler iham veriyorlar.” Ümit Boyner
Boyner Grup – Yönetim Kurulu Üyesi Ümit Boyner “ Yeni Bir İş Devrimi: Sosyal Girişimcilik “ başlıklı konuşmasında toplumların içinde bulunduğu zor durumdan bahsederek, bu ortamda dahi bir çıkışı yolu olduğu mesajını verdi. Boyner,
“Sosyal girişimciler iham veriyorlar çünkü toplumsal fayda için çalışıyorlar. Toplumda neyin yanlış gittiğini, eksik olduğunu görüp çözüm üretiyorlar. Kurdukları işlerde kâr onlar için bir sürdürülebilirlik yöntemi. Büyüme yolları rekabet yerine sürekli inovasyon. Bulusum.biz, “benim bir buluşum var” diyen sosyal girişimcilerle, “ben bu buluşu desteklerim” diyen destekçileri bir araya getiren bir platform. Boyner Grup şirketleri de seçtikleri projeleri fonluyorlar” dedi.
3. “Basın bültenleri videoya evrilecek.” Serdar Ekrem Şirin
Muse – Kurucu ve CEO’su Serdar Ekrem Şirin “Video, Marka İletişim Oyununu Nasıl Değiştiriyor? “ konuşmasında,
“Video tümden dönüşen bir sektördür. TIMES dergisinin dünyanın en etkili 100 insanı listesinde artık youtuber ve vlogger PEWDIEPIE de var. Sosyal medyanın gücü arttıkça karar almada etkili kişilerin (influencer) de nüfuzu çoğalıyor. Bugün pazarlamacıların yüzde 84’ü influencer pazarlama çalışmaları yürütüyor. (vidyard.com)
İleride her marka da video kampanya süreçlerinden sorumlu yöneticiler olacak. Satış ekibiniz videoyu bir kaynak olarak konumlayacak. Video veriler bütün organizasyona entegre edilecek, artık insan kaynakları dahi bu süreçte yer alacak. Basın bültenleri videoya evrilecek” diyerek videonun hayatımızda ne kadar önemli olacağının altını çizdi.
Daha önceki bir söyleşimde şöyle bir veri paylaşılmıştık “2021 yılında en büyük veri kaynağı olacak olan video toplam verinin %70’ine denk gelecek. Bu rakam bugün ile karşılaştırıldığında tam on bir katı büyüklüğünde. (https://www.thepercept.com/2021de-ag-toplumu-ve-ericsson/?lang=tr)
4. “Risk yönetimi koruyucu hekimlikse, kriz yönetimi cerrahlıktır.” Sani Şener
TAV İcra Kurulu Başkanı Sani Şener’den Kriz Yönetiminin Püf Noktaları konuşmasında harika tavsiyeler verdi. Şener,
“Risk yönetimi koruyucu hekimlikse, kriz yönetimi cerrahlıktır. Risk yönetimi kurumsallık, kriz yönetimi ise durumsallıktır. Kurumsallık disiplin ve kurallar bütünüdür. Durumsallık ise özgürlüktür. Aklı özgür bırakmak size değer katar” dedi.
“İşinizde nasıl başarılı olursunuz?” sorusunu “Çok çalışarak, konfor alanınızı dar tutarak, işinize odaklanarak ve yenileme becerilerinizi geliştirerek” şeklinde cevaplayıp devam etti “ Krizde ise hepsini aciliyet duygusuyla yapmanız gerekiyor. Ben buna bir de mantıklı paranoyayı ekliyorum. İşinize kafayı takacaksınız. Kervan yolda falan düzülmez. İşinizi çok iyi bilmek zorundasınız. Her sabah kariyeriniz yeniden başlar. Dünyadaki en büyük başarıların başarısızlığa dönmesi an meselesidir. Hayatınızın yüzde 10’unun başınıza gelenler, geri kalan yüzde 90’nını ise onları nasıl yönettiğiniz belirler.”
Krizlerden korkulmaması gerektiğini söyleyen Şener, “Konunuzu bilin, çok çalışın, hızlı iletişim kurun ve içinizde aciliyet duygusu olsun. İyimserlik gerek şart ama yeterli değil. İyimserlik konfor alanını genişletmek, tembellik ve boş vermişliğe sebep olabilir. İyimserlikte riskleri göremezsiniz. Pozitif olun! Pozitifte üretkenlik vardır” dedi.
Tüm takım arkadaşlarına tavsiyesini bizlerle paylaştı, “Sırtınızı güneşe dönerseniz önünüzde sürekli gölgeler görürsünüz, çevirin yüzünüzü güneşe ki gölgeler arkanızda kalsın.”
5. “Kırım’da üç çocuklu bir anne tek ayakkabı olduğu için birini Pazartesi, birini Salı, diğerini Çarşamba okula gönderiyordu.” Rıfat Elhadef
TOMS Türkiye Başkanı Rıfat Elhadef “Sürdürülebilir İyilik” ile ilgili bilgiler verdi.
Elhadef, öncelikle TOMS’un kuruluş hikâyesini anlattı. Kurucusu Blake Mycoskie, 2006’da Arjantin’de seyahat ederken, çocukların büyürken ayakkabısız kalmalarının zorluğuna şahit oluyor, soruna basit ama devrimsel bir çözüm buluyor: bağışlara bağlı kalmayan sürdürülebilir kârlı bir iş kurmak. Mycoskie, Bir-e-Bir (One-To-One) iş modelinin ardındaki isim. Bir-e-Bir’de satın alınan her ürün için bir kişiye yardım ediliyor.
Elhadef Türkiye operasyonundan bahseden ve “Los Angeles’ta yaşayan 30 kişilik bir yardım araştırma ekibi var. Onlar Türk insanının yardıma bakışını inceledi. Şu anda TEGV ile çalışıyoruz ve 2016’da 150-200.000 çocuğa ulaşıldı. Her çocuğa eğitimleri müddetince ayakkabı sağlıyoruz. Kırım’da bir olaya şahit oldum. Üç çocuklu bir anne tek ayakkabı olduğu için birini Pazartesi, birini Salı, diğerini Çarşamba okula gönderiyordu. Vermiş olduğumuz ayakkabının çocuğun ve ailesinin hayatında büyük bir etkisi oluyor“ diyen Elhadef ‘e sahnede TOMS’un gönüllü marka elçisi Kenan Doğulu’da katıldı.
6. “ “Bu Montu Alma!” diye reklam yapıyorlar. Bunu çok etkileyici buldum.” Gamze Çuhadaroğlu
Danone Grup Türkiye Genel Müdürü Gamze Çuhadaroğlu “ İyi Olan Kazanacak” konuşmasında sürdürülebilir ürünler üreten bazı firmalardan örnekler verdi.
Bunlardan sizinle paylaşacağım Patagonia (www.patagonia.com). “Herkesin farklılık yaratmak için bir şansı olduğuna inanıyoruz. Hadi durmak yok” mesajını veren firmanın amacı en iyi ürünü üretirken, gereksiz zarardan kaçınmak ve işi, çevresel sorunlara çözümleri uygulamak ve ilham vermek için kullanmak. “Bu Montu Alma!” diyerek reklam yapıyorlar ve geçen sene 45.000 ürünü tamir etmişler.
Bu şirketi çok etkileyici bulan Çuhadaroğlu konuşmasında çalışanların nasıl bir firmada çalışmak istedikleri üzerine yapılan bir araştırmayı paylaştı. Çalışanların talepleri şu şekilde:
- %75- Şirket kar etmesi kadar evrene ve topluma da faydalı olmalı
- %57- Şirketler bir amaç için çalışmalı
- %45 -Şirket beni toplumsal fayda için projelere dâhil etmeli
Bu taleplerin Y Kuşağı’ndan geldiğini belirten Çuhadaroğlu, “ İyilik kavramında Y Kuşağı’na teşekkür ediyoruz. Şirketler de bir noktada mecbur kalıyorlar çünkü hem müşterileri hem de çalışanları bu kuşaktan” dedi.
Danone’un bu konudaki misyonunu anlatan Çuhadaroğlu “Danone, 1970’den beri kurumsal iyilik üzerine çalışan bir şirket ve manevi amacımızı sağlıklı nesiller olarak belirledik” dedi ve şu şekilde devam etti “50 İyi Şirket büyüme ortalaması 16,6 ve bu da S&P şirketlerinin büyüme ortalamasının üzerinde. Bu noktada çıkan sonuç, şirketiniz iyi olunca iyiler de size bulacak.”
7. “Ben sadeliği hedefliyorum. Sadelik aynı fiyata daha az elde etmektir ki günümüz kültürü aynı fiyata daha fazla alma üstüne kurulu.” Christophe Pillet
İç Mimar, Tasarımcı Christophe Pillet Tasarım ve Marka Felsefesi Olarak “Netlik ve Sadelik” konusunda konuştu. Pillet,
“Bugün tüketim devasa boyutlardadır. Hayattaki gerçek hedeflerimizi unuttuk. İki rakam vermek istiyorum; bir insan hayatında aynı evde 300.000 ürün tüketiyor. Kıyafet gibi ürünlere harcadığımız para çocuğumuzun eğitim masrafından daha fazla. Aslında insanların temel ihtiyaçları asırlardır değişmedi. Yemek, uyumak, seks yapmak, arkadaşlarımızla eğlenmek ve hayatımızdan gurur duymak isteriz. Ben tasarım yaparken insanların temel ihtiyaçları üzerinde düşünürüm. Gereksizi dışarıda bırakmak için gerekli ve faydalı üzerinde odaklanırım. Sadelik şeylerin özüne fazlalıklardan kurtularak ulaşmaktır.
Sadelik aynı fiyata daha az elde etmektir ki günümüz kültürü aynı fiyata daha fazla alma üstüne kurulu. Ben, bir yazar ya da yönetmen gibi vizyonumu ve felsefemi anlatacak hikâyeler anlatıyorum. Mobilyayı bir medya olarak kullanıyorum, onu hikâye, anlam ve içerikle dolduruyorum. Sadeliğin erdemi evrensel olmasıdır. Sadelikte netlik vardır ve böylece beni daha fazla insan anlıyor. Bu aynı zamanda daha fazla kişiye ulaşma stratejim. Matematikte zarif teori komplike bir teorinin sade anlatılmış halidir. Ben bu zarafeti seviyorum” dedi.
Ne yazık ki bir kısmını iletebildiğim güçlü konuşmalar, ilham verici fikirlerle bakış açınızı değiştiren harika insanları dinlerken içinde bulunduğunuz yorulmuşluk hissinden de sıyrılıyorsunuz. İnsana güç veriyor ve şunu düşündürüyor “Ben fark yaratacak ne yapabilirim?” ve bence etkinlik bu şekliyle amacına ulaşıyor