Tasarımın Geleceği ve Autodesk – Callan Carpenter
by 0
Autodesk Global Satış ve Hizmetler Başkan Yardımcısı Sayın Callan Carpenter ile güzel bir sohbetimiz oldu.
Hoşgeldiniz, Sayın Carpenter.
Çok teşekkürler. Burada olmaktan dolayı çok mutluyum.
İlk sorum; Autodesk’in hedef kitlesi hangi pazarlardır?
Autodesk birçok farklı pazarda faaliyet göstermektedir. Ancak, hizmet verdiğimiz üç ana sektör bulunmaktadır.
Bunlardan ilki, mimarlık, mühendislik ve inşaat sanayii sektörü. Bu, binaları yapan sanayiidir. Binalar, otoyollar, altyapı inşaatları gibi
Mekanik dünyaya da hizmet veriyoruz. Fabrika tasarımı, sanayi tesisleri içerisindeki binaların tasarımı gibi. Ayrıca, otomotiv ve sanayi ekipmanları da faaliyet alanımız içinde.
Son olarak da, film ve oyun sanayileri yani, eğlence sektörü. Bu sanayinin kendini sürdürebilmesi için gerekli olan bütün görsel efektleri ve filmlerde, reklamlarda, televizyon şovlarında ve oyunlarda kullanılan bütün görsel malzemeyi sağlayabilecek bir yazılım aracılığıyla bu sektörü destekliyoruz.
Sinema sektörü ile ilgili bize birkaç örnek verebilir misiniz?
Aslında, görsel efekt kullanan her filmde bu tarz bir yazılım mutlaka kullanılmaktadır. Son yıllarda En İyi Görsel Efekt dalında Oskar’a aday olmuş bütün filmler, Autodesk kullanıcıları tarafından piyasaya çıkmıştır. Örnek verecek olursak, ‘Toy Story,’ ‘Gravity,’ ‘Avatar’ veya ‘The Lord of the Rings’ filmlerinin hepsinde Autodesk yazılımı kullanılmıştır.
Harika!
Pekala, Autodesk kendisini geleceğe nasıl hazırlıyor? Gelecek için neler tasarlıyorsunuz?
Bizi, CEO’muz Carl Bass yönetiyor ve onun inandığı felsefeye göre; ‘gelecekte sadece paranoyaklar ayakta kalabilecek’. Bununla neyi kastediyoruz; ‘bugün kullanmakta olduğunuz birçok şey, gelecekte yepyeni teknolojiler ve gelişimlerle bambaşka şeylere dönüşebilir ve sizin de, buna hazırlıklı olmanız gerekiyor’.
Kişisel bilgisayarlar 34 yıl önce tasarlandı yani, ilk kişisel bilgisayarlar 1980’lerde sahneye çıktı.
Şirketimizin kurucuları, bilgisayarların maliyet muhasebesindeki dengeleri nasıl bozabileceğini öngörmüşler. Bilgisayar maliyetini azaltmak sureti ile de bir çok insana daha çok ve farklı işler yapabilme imkânı sunmuşlar.
Daha önceleri, merkezî işlem birimleri vardı. Bu merkezlerde çeşitli bilgisayarlar bulunuyordu ve sadece büyük şirketler bunlara sahip olabiliyorlardı. Ancak günümüzde her evde bir bilgisayar bulunabiliyor. Eski tarz kullanımdan, yeni tarza geçerken devamlılığı sağlamak adına ortaya birçok yeni olanak çıktı. İşte şimdi, 34 sene sonra “bulut”umuz var.
Maliyet hesaplamalarında bulut olanakları bir sonraki adımı teşkil etmekte. Bu olanağa çılgınca sarılmazsak, kendi şirketimizi kendimiz yok edeceğiz. Yani, yeni teknolojiye uyum sağlamazsak, biri çıkıp bizi kolayca yutabilir. Gelecek için, böyle düşünüyoruz. Gelecek, çok yenilikçi teknolojilerle dolu. Bu yenilikçilik ise bir risk, bir tehdit veya muhteşem bir fırsata dönüşebilir. Biz bunu bir şans olarak görmeyi tercih ediyoruz.
Bizi ne tür yenilikçi teknolojilerin beklediği konusunda bilgi verebilir misiniz?
Üretimin ve inşaatın şeklini değiştirecek teknolojilerin gelişmekte olduğunu görüyoruz. Oyun alanında ve hatta film endüstrisinde, tasarımlar, üretimler ve hatta deneyimlerimiz konusunda bir çok yenilik bizleri bekliyor.
Birkaç örnek verecek olursak:
Tasarım dünyasını ele alacak olursak:
Tasarım, benim algoritma haline getirip bunu bilgisayara bir problem olarak aktarabileceğim bir şey. Bu probleme kısıtlamalar da koyabilirim, hedefler de tanımlayabilirim. Örneğin, belirli bir ağırlığa sahip olan bir ısı eşanjörüm olsun ve belirli oranlarda ısı değişimi gerçekleştirsin. İşte bu problemi, bu tasarlayıcı algoritmaya tanıtıp binlerce ve binlerce olasılığı gözden geçirdikten sonra çözümleri elde edebilirsiniz. Neden?
Çünkü bulut teknolojim var ve onbinlerce CPU’yu çevrimiçi yapar ve eskiden bireysel bir mühendis olarak asla gerçekleştiremeyeceğim bir aralıkta çözümleri elde edebilirim. Böylece, bilgisayarı sonuna kadar bir ortak gibi kullanarak ve tasarımı da tasarımcılara bırakarak, tasarımımı dramatik bir yolla elde etmiş olurum.
Üretimde de bu yeni teknolojiler etkili. Mikro-fabrikalara doğru ilerliyoruz. Elimizde, kompozitler gibi çok gelişmiş malzemeler var.
Ancak, önümüzde öyle yepyeni ve oldukça ilginç bir alan bulunuyor ki, adı da; ‘Katkılı Üretim’.
Bunun en yaygın ve bilinen örneği yani, katkılı üretim denince insanın aklına gelen, üç boyutlu yazıcılar – 3B -. Her geçen yıl bu yazıcıların marifetleri gittikçe artıyor. Plastik oyuncaklardan söz etmiyoruz. Alüminyum ya da çelik gibi madenlerin işlenmesi söz konusu. 3B ile çok geniş yapıları şekillendirebilirsiniz. Çin’de artık ev yapabilen 3B firmaları var.
Bütün bu yenilikçi teknolojiler sayesinde önümüze birçok imkânlar geliyor ve bu da üretim dünyasına esneklik kazandırıp, becerilerin hayat bulmasına olanak sağlıyor
Son olarak da, bu ürünlerin kullanımı bize yeni tecrübeler kazandırıyor.
Ürünler giderek akıllanıyor. Artık hepsinin gömülü mikro işlemcileri ve gömülü yazılımları var. Sensörleri var. Ve söylemeye bile gerek yok, hepsi birbiriyle ve internetle haberleşebiliyor. Bu da, zaman içerisinde, ürünün daha da akıllanmasına yol açıyor. Sizin araba kullanma alışkanlıklarınızı algılayıp, kendini ona göre adapte eden arabalar bunun en güzel örneği. Şeylerin interneti sayesinde de kullandığımız ürünleri kullandıkça, bu tarz evlerde oturdukça ya da bu tür arabaları kullandıkça yepyeni deneyimlere sahip olacağız.
Son ve kısa bir soru. 3B yazıcılarla insan organı üretmek mümkün olacak mı?
Bugün için mümkün olduğunu sanmıyorum ama biyologlar için büyüleyici bir araştırma alanı olduğunu biliyorum. Şimdi, önümüzdeki yeni ufuklardan birisi de biyolojik sistemleri tasarımlayabilecek teknolojileri geliştirmek ve biyolojik sistemlerden öğreneceklerimizle de bunları üretecek teknolojiye ulaşmak.
Ancak, yine de bazı inanılmaz şeylerin basılabildiğini biliyoruz. Örneğin, 3B yazıcılarla mesane gibi bazı organların başarılı bir şekilde üretilebildiğini biliyoruz. Basit bir sayısal dosyadan, 3B yazıcılar marifeti ile canlı virüslerin elde edildiğinin de bilincindeyiz. Bunun yanı sıra, daha kompleks organların üretilebilmesi için araştırmalar ve çalışmalar yapan bir çok araştırmacının olduğu da bir gerçek.
Yani, artık elimizde, hayat kalitemizi arttırabilecek yeni adresler mevcut. 3B yazıcı marifeti ile bütün bir insan üretebilir miyiz, bundan emin değilim ve bu konuda bir yorum da yapamam.
Çok teşekkür ederim.
Ben, teşekkür ederim.
Aux2016 İstanbul’da Autodesk Global Satış ve Hizmetler Başkan Yardımcısı Sayın Callan Carpenter ile İngilizce yaptığımız röportajı aşağıdaki videodan izleyebilirsiniz.